Saddam Hüseyin'i yargılayan 5 kişilik mahkeme heyetinin başkanı Iraklı Kürt Rızgar Muhammed Emin, YURT'a konuştu. Emin, Saddam'ın yargılamasının Amerikalılar tarafından ayıklanarak, canlı yayına 20 dakika sonra verildiğini açıkladı. Emin, idama karşı olduğu için heyetten alındığını söyledi.
SÜLEYMANİYE/HÜSNÜ MAHALLİ- Herkes onu Saddam'ın yargılandığı gün 19 Ekim 2005'te tanıdı. Yani Irak'ın Amerikalı yöneticisi Paul Bremer'in kaleme aldığı yeni Federal Anayasa'nın halk tarafından kabul edilmesinden 4 gün sonra. Aynı Bremer Saddam'ı yargılayacak özel mahkemenin kuruluş kanununu hazırlamış ve yargıçlarını seçmişti. Tıpkı tüm Irak'ın geleceğini dizayn ettiği gibi. 5 kişiden oluşan mahkeme heyetinin başına Iraklı Kürt Rızgar Muhammed Emin atanmıştı.
Emin'i mahkemenin başına atayan Amerikalı Bremer, yargılamanın çok hızlı olmasını planlıyordu. Çünkü ona göre Saddam, Kürtlere çok acı çektirmişti ve Kürt yargıç bunun hesabını kolay sorabilir ve intikam duyguları ile hareket edebilirdi. Ama öyle olmadı. Neden olmadığını bizi evinde misafir eden güler yüzlü yargıç Rızgar Muhammed Emin'e sorduk.
Rızgar Muhammed Emin: Bunun bir çok nedeni var. Ama en önemlisi mahkeme olağanüstü koşullarda ve işgal kuvvetlerinin yöneticisi tarafından kurulmuştu. Yargılama koşulları da Bremer tarafından belirleniyordu. Durum öyle olunca sürekli baskı altındaydım. Baskılar ağırlaşarak devam edince yedinci duruşma sonrasında 15 Ocak 2006'da istifa ettim.
Ama hatırladığım kadarı ile bazı çevreler seni Saddam ve adamlarına iyi davranmakla suçluyordu?
Doğrudur. Çünkü ben politikacı ya da cellat değil yargıcım. Üstelik adil olmaya çalışan bir yargıcım ve karşımda ölüm cezası ile yargılanan insanlar vardı. Elbette onlara söz hakkı verecektim ve dediklerini dinleyecektim.
Merak ettiğim bir diğer konu yargılamanın canlı olarak televizyonlardan verilmesi. Ben bundan hep şüphelenmiştim.
(Gülerek) Şüphelenmekte biraz haklısın. Çünkü canlı denilen yayın aslında 20 dakika sonra seyircilere ulaşıyordu. Çünkü mahkeme salonunun hemen yanında yayın kontrol odası vardı ve orada bulunan Amerikalı görevliler Saddam ve diğer sanıkların konuşmalarındaki 'aykırı bölümleri' temizliyorlardı.
Yani biz sansürlenmiş bir yayın izliyorduk?
Evet biraz öyle oluyordu.
Peki baskılardan söz ettiniz. Biraz anlatır mısınız?
Amerikalılar ve Şii ağırlıklı hükümet hızlanmamı ve idam kararını bir an önce almamı istiyorlardı. Bunu yaparsam bana bir çok maddi ve manevi avantajlar sağlayacaklarını söylüyorlardı.
Baskıdan dolayı istifa ettim
Siz ne diyordunuz?
Elbette tüm baskılara karşı koyuyordum ve onlara ' Bakın yeni ve demokratik bir Irak'ın kurulmasından söz ediyorsunuz ama bu yeni Irak'ın bağımsız olması gereken yargısına müdahale edip baskı kurmaya çalışıyorsunuz' diyordum.
Böyle bir yanıtı veren doğal olarak Amerikalıların işine gelmezdi.
İdam cezası vermezdim
Peki devam etseydiniz ne yapardınız?
Ben kişisel olarak idama karşıyım. Ayrıca yeni ve demokratik Irak'ta idam cezası olamazdı. Ama daha önemlisi ben Saddam'ı eski Irak'ın yasaları ile yargılıyordum ve o yasalara göre Saddam idama mahkum edilemezdi. Bremer'in uluslararası ceza mahkemesinin işleyişinden esinlenerek hazırladığı yeni ceza yasasında da idam değil 30 yıl müebbet hapis cezası olmalıydı. Elbette daha birçok hukuki açıklama, yorum ve değerlendirmeden söz edebilirim ama özetle devam etseydim Saddam ve diğer sanıklara idam cezası vermezdim.
Ama o zaman büyük bir tartışma olurdu ve birçok kişi size çok kızardı.
Ne tartışma ne kızanlar umurumda değil. Ben önce yeminini ettiğim adalet kavramının gereklerine sonra da hukuk anlayışıma göre hareket ederim. Yargısı bağımsız ve adil olmayan bir ülkede demokrasiden asla söz edilemez. Hukuk ve adalet siyasal demokrasilerin ve toplum vicdanının temel direğidir. Ben de bu direğin sağlam ve güçlü kalması gereğine inanıyorum.
Son yargıç Halepçe kökenli idi
Peki siz istifa ettikten sonra ne oldu?
Başka bir yargıç atadılar ama o da bıraktı. Son atanan yargıç Halepçe kökenli idi. Belki özellikle seçilmişti. O da Saddam'ın idamına karar verdi.
Peki idamın uygulanma biçimine ne diyorsunuz?
Bu konu başka bir tartışmayı gerektirir. Çünkü Irak yasalarına göre idam cezası dini ya da milli bayramlarda infaz edilmez. Ama Saddam Kurban Bayramı'nın ilk gününde idam edildi ve intikam duyguları ile hareket edenler idam görüntülerini hemen yayınladılar. Bu da Irak toplumunun hatta tüm Müslüman'ların inanç ve geleneklerine aykırıdır.
İdama karşı mücadeledeyim
Peki şimdi ne yapıyorsunuz?
Erbil'de yargıç olarak görevimi sürdürüyorum ve idam cezasının kaldırılması için hukuk mücadelemi sürdürüyorum.
‘Belki de Türkiye kadarız...’
Yargıç Rızgar Muhammed Emin ile sohbetimiz yaklaşık üç saat sürdü. Hep güler yüzlü ve samimi davranıyordu. Hukuk ve adalete olan bağlılığını her cümlesinde vurguluyordu. Beni tüm aile bireyleri ile tanıştırdı ve onlara karşı bile ne denli adil olduğunu her davranışı ile gösteriyordu. Kürtler dahil tüm Irak toplumun özgürleşmesi ve daha demokratikleşmesi için hukuk ve adaletin ne denli önemli ve gerekli olduğunu vurguluyordu. Yargısı bağımsız ve adil olmayan ülkelerde insan haklarına saygının giderek ortadan kalkacağını ve bunun sonucu olarak o ülkelerde dikta ve faşizan eğilim ve uygularım yaygınlaşacağını anlatıp duruyordu.Bu anlayış ve inançla Irak ve özelinde Kürdistan'da işinin çok zor olduğunu söyleyerek sohbeti başka yöne çekmeye çalıştığımda gülerek ' Merak etme, Türkiye'deki durumu yakından izliyorum ama seni bu gece sıkıştırmak istemiyorum' dedi ve eşine seslenerek ' Bari bir şeyler getirin de yiyelim ve konuşmaya son verelim' dedi. Yemek gelince biz de adalet ve hukuku bir kenara bırakarak sohbetimize magazin ve siyaset konuları ile devam ettik. Arada bir esas konuya dönüp hukuk-siyaset ilişkisini tartışıyorduk. Bu konuda ne denli bilgili ve kararlı olduğunu kanıtlıyordu. Mutlak olarak hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına inanan bir yargıcın genel olarak Irak'ta ve özelinde Kürdistan'da var olması beni çok umutlandırdı ve kendimi tutamayarak 'Senin gibi kaç kişi var Erbil ve Bağdat'ta' diye sordum. Gülerek ' Tahmin ettiğinden çok daha fazla' dedi ve ekledi: 'Belki de Türkiye kadar'.
11 Şubat 2015 Çarşamba
- Sitede Yorumla
- Facebook Hesabınla Yorumla
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder